Sayfalar

Kırım Tatar Dans ve Müzik Gecesi


Kırım Tatar müzik ve danslarını sergileyecek olan Kırım Ansambli, Türkiye’de 7.Ocak.2011’den 29.Ocak.2011’e kadar 12 şehirde 13 gösteri yapacak. Turneyi Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi organize edeyor. Turne, 7-8 Ocak’ta Ankara’da MEB Şura Salonu’nda yapılacak gösterilerle başlayacak. Ardından, Ceyhan, Nevşehir, Konya, Polatlı, Kırıkkale, Tekirdağ, Kocaeli, Gebze, Bandırma, İzmir ve İstanbul’da da birer gösteri yapılacak.

Daha fazla bilgi için derneğin sitesine bakabilirsiniz:

http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=97,0,a

İyi eğlenceler...



Yayın Tarihi: 29.Aralık.2010, Çarşamba

Ankara'da Rusça Kitaplar Nerede Bulunur?

Rusça öğrenmeye başladığımdan beri, önünden geçtiğim her kitapçıda, acaba Rusça kitap var mıdır, diye bakınırım. Ayrıca, arkadaşlarım da haber verir. Şimdiye kadar Ankara’da Rusça için keşfedebildiğim yerler aşağıda:

Rusça Öğrenme Kitapları

Daha önceki yazılarımda, TORFL Seviye-1’e kadar olan Rusça öğrenme kitaplarını anlatmıştım. Bu kitapları Ankara’da bulmak genellikle kolay. Karanfil Sokak’taki Dost’ta, Olgunlar Sokak’taki Palme ve Olgunlar kitabevlerinde ve Yüksel Caddesi’ndeki Turhan’da bulabilirsiniz. Yurtdışında yayınlanmış, İngilizce kitaplardan ararsanız da Armada’daki Remzi Kitabevi’nde bazen bulunuyorlar. Ama Remzi’dekiler genellikle, kısa konuşma kılavuzu şeklinde olanlar. TORFL Seviye – 2’den itibaren olan kitapları ise, maalesef, Ankara’da bulamıyorum.

Orijinal Rusça Kitap ve Dergiler

İleri aşamalarda, seviye biraz daha ilerleyip de, insan, Rusça öğrenenlere yönelik hazırlanmış kitapların dışında, orijinal kitap ve dergi aramaya başlayınca, Ankara’da bulmak biraz daha zorlaşıyor. Ankuva’daki Dost’ta, zaman zaman Rusça romanlar olabiliyor. Bunlar genellikle, hafif macera veya aşk romanları. Turhan Kitabevi’nde ise farklı dergiler bulabilirsiniz. Dergi ve hafif romanlar için, pek beklenmeyecek bir yer de Tunalı Hilmi Caddesi ile Bülten Sokak’ın köşesindeki gazete büfesi. Rusça kitap bulmak için bir başka iyi bir adres de Armada’daki Remzi Kitabevi. Burada çeviri olanlar da dahil, dünya edebiyatından ünlü kitaplar ve çocuk kitapları var. Bir kez de Uğur Mumcu Caddesi’ndeki Migros’tan Аргументы и Факты dergisini aldım.

Benim bildiğim yerler buralar. Bunların dışında sizin bildiğiniz yerler var mı?

Yayın Tarihi: 26.Aralık.2010 Pazar

Брат Filmi

Bugün, ünlü bir Rus filminden bahsetmek istiyorum: Брат.

Film 1997 yapımı. Yönetmeni ve senaristi, Aleksey Balabanov (Алексей Балабанов). Başrolde, Danila Bagrov (Данила Багров) rolünde Sergey Bodrov (Сергей Бодров) oynamış. Bir macera filmi. 96 dakika. Uluslar arası olanlar da dahil pek çok festivalde ödül almış.

Filmin konusu şöyle: Danila, küçük bir yerde yaşayan, ordudan terhis olmuş, işsiz bir gençtir. Ne yapacağını pek bilememektedir ve annesi de sürekli sızlanmaktadır. Sonunda, annesinin söylediğini yapar ve ağabeyini bulmak için St. Petersburg’a gider. Burada, ağabeyinin ona yeni bir hayat kurmasına yardım edeceğini düşünmektedir. İlk başta ağabeyini bulamaz, bazı evsizlerle arkadaş olur. Sonunda ağabeyini bulduğunda ise onun mafya için çalışan bir kiralık katil olduğunu öğrenir ve işlerinde ağabeyine yardım etmeye başlar. Bu arada da evli bir kadınla arasında bir ilişki başlar.

Film, Sovyetlerin yıkılmasından sonra suçun da başkenti haline gelmiş kuzeyin başkentinden bir kesit sunuyor. Hızla artan suç, yoksulluk, aile içi şiddet, gençliğin umutları ve çaresizlikleri, filmin birer parçası. Danila karakteri, bana biraz Türk filmlerindeki Kadir İnanır veya Cüneyt Arkın’ın oynadığı mafya babası karakterlerini hatırlattı. Adam aslına mafya babası, ama gene de değer yargıları vardır. Yoksula, yardıma ihtiyacı olana yardım eder. Haklıyla haksızı, doğruyla yanlışı ayırt eder. Zaten, koşullar onu suç dünyasına itmiştir. Danila da öyle biri. İyi bir kurgusu olan iyi bir macera filmi.

Filmin Türkiye’de nerede bulunabileceğini bilmiyorum. Ben Rusya’da almıştım. Bu filmin ardından Брат 2 de çekilmiş, ama onu seyretmedim.

Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonraki döneme sinema gözüyle bakmak isterseniz, izleyin, derim.

Bağlantılar:

1. http://en.wikipedia.org/wiki/Brother_(1997_film)

2. http://ru.wikipedia.org/wiki/%D0%91%D1%80%D0%B0%D1%82_(%D1%84%D0%B8%D0%BB%D1%8C%D0%BC)

3. http://brat2.film.ru/

Yayın Tarihi: 23.Aralık.2010, Perşembe


Existumatio

Bugün size Rusça öğrenme konusunda bir blogdan bahsetmek istiyorum. Blogun adresi: http://www.existumatio.com

Blogun sahibi Nisan 2010’dan bu yana Rusçayı öğreniyor. Hem zamanı olmadığından hem de öğrenirken özgür olmak istediğinden kendi kendine çalışıyor. Belli ki, Rusçayı öğrenmekten, araştırmaktan, kendi başına keşifler yapmaktan ve çabalamaktan çok keyif alıyor. Blogda kişisel bilgilerini yayınlamamış, en azından ben bulamadım.

Blogda Rusça öğrenme macerasında öğrendiklerini, fikirlerini, bulduklarını paylaşıyor. Okuması keyifli. Yararlı da. Benim gibi teknolojiye karşı mesafeli birine yararlı sitelerin yolunu açtı. Verdiği diğer bilgiler de güzel.

Bence bir göz atın.

Yayın Tarihi: 21.Aralık.2010, Salı

Diyalog Ezberlemek

Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim, diyalog ezberlemek, özellikle başlangıç aşamalarında, çok iyi bir Rusça çalışma yöntemidir. Pek severek yaptığım bir çalışma değildir, ama yararına da inanırım.

Faydaları şöyle:

1. Çok iyi bir kelime öğrenme yöntemidir. Kelimeleri cümle içinde hatırlamaya çalışmak, yalnız başına anlamıyla hatırlamaya çalışmaktan daha kolaydır. Ayrıca, diyalog içinde, sadece kelimenin anlamını değil, kullanılışını da öğrenmiş olursunuz.

2. Çok iyi bir dilbilgisi çalışma yöntemidir. Diayalog ezberlediğinizde, aynı zamanda isim, sıfat ve zamirlerin çekilişi (padej, падеж), fiil çekimleri, hangi fiille hangi edat ve çekimin kullanılacağı ile ilgili örnekleri de ezberlemiş olursunuz. ‘звонить’ (aramak) fiilinin kullanımının, Türkçedekinden farklı olarak ‘звонить кому?’ (kime?) şeklinde olduğunu yalnız başına aklınızda tutmak zordur. Ama içinde bu fiilin kullanıldığı bir diyalog ezberlediyseniz, yanlış yapma ve karıştırma olasılığı düşer.

3. Konuşma diline ait ifadeleri öğrenmek için çok iyi bir yoldur. Çoğu zaman bu ifadelerin doğrudan çevirileri, tam olarak anlamlarını ifade etmez. Nerelerde kullanıldığını bilmek de gereklidir. Bunun için de en iyi yöntemlerden biri de diyalog ezberlemektir.

4. Çok iyi bir konuşma çalışmasıdır. Düzenli olarak diyalog ezberlemek gibi bir alışkanlığınız varsa, bir süre sonra, konuşma içinde, daha önce ezberlediğiniz diyaloglardan bir cümlenin ağzınızdan dökülüverdiğini göreceksiniz.

5. Elinizde hiçbir malzeme yokken, tekrar yapabileceğiniz bir yöntemdir. Otobüste giderken okuyamıyor olsanız bile, daha önce ezberlediğiniz bir diyaloğu aklınızdan tekrar edebilirsiniz. Bazen de diyalog, siz hiç çaba harcamadan aklınıza geliverir. Böylece, çok çaba harcamadan bir tekrar yapmış olursunzu.

Eğer bir öğretmen sizi çalıştırmıyorsa veya elinizdeki kaynak farklı bir yöntem önermiyorsa, yalnız başınıza veya bir arkadaşınızla birlikte diyalogları aşağıdaki yedi adımda çalışabilirsiniz:

1. Eğer diyaloğun kaydı varsa, önce diyaloğu kayıttan, yazılı haline bakmadan dinleyin. Konuşulanları anlamaya çalışın. Dinledikten sonra, varsa diyalog ile ilgili soruları yanıtlamaya çalışın. Yoksa ‘Diyalog ne ile ilgili?’, ‘Konuşanlar kimler?’, ‘Sorun nedir?’, ‘Konuşmanın sonunda ne oluyor?’, ‘Konuşmanın devamında ne olabilir?’ gibi soruları yüksek sesle cevaplayın.

2. Diyaloğu önce kaydından dinlediyseniz, şimdi bir kez de okuyarak dinleyin. Eğer yanlış anladığınız bir yerler olduğunu düşünüyorsanız, soruları tekrar cevaplayın.

3. Eğer diyaloğun kaydı yoksa, bir kez yüksek sesle okuyun ve sorularını cevaplayın.

4. Diyaloğu bir kez daha, kelimelere ve gramer kullanımlarına dikkat ederek okuyun.

5. Diyaloğu bir kaç kez yüksek sesle okuyun. Eğer bir arkadaşınız varsa, rolleri paylaşarak okuyun. Biraz rol de yaparsanız çok iyi olur.

6. Diyaloğa bakmadan, aynı konudaki konuşmayı kendiniz yapmayı deneyin. Amacınız, henüz diyaloğu ezberlemek olmasın. Sadece, diyalogdan esinlenerek kendi konuşmanızı yapın.

7. Diyaloğu ezberleyin. Eğer çok uzunsa veya sizi sıkarsa, parçalar halinde ezberleyin.

İyi çalışmalar...

Yayın Tarihi: 17.Aralık.2010, Cuma

Tayga

Son günlerden yolum hep buralardan geçiyor. Önce Sibirya’dan bahsettim, sonra Çar Büyük Petro’nun omancılık alanında yaptıklarını yazdım, en son da Dersu Uzala filmini anlattım. Bugün de taygayı anlatacağım. Tayga, Sibirya’da çok yaygın, Petro’nun yasalarının düzenlediği ormanların bir kısmını oluşturan ve Arsenyev’in Dersu Uzala’nın kılavuzluğu ile haritasını çıkardığı bölgelerin bir kısmındaki bitki örtüsü.

Tayga kelimesi, Türk veya Moğol kökenli bir kelime. Yoğun olarak kozalaklı ağaçlardan oluşan bir biyomu tanımlamak için kullanılıyor. Tayga, Dünya’nın en geniş karasal biyomu ve Kuzey Amerika ile Avrasya’nın en kuzey bölümlerinde geniş alanlar kaplıyor. En geniş tayga, Rusya ve Kanada’da yer alıyor.

Tayga, kapsam olarak düşünüldüğünde gerçekten çok geniş. Dünya’daki ormanlık alanların yaklaşık %27’sini oluşturuyor, Kuzey Yarıküre kara alanlarının %11’i tayga ile kaplı.

Tundradan sonra en düşük yıllık ortalama sıcaklıklarda yetişen bitkiler tayga. Bu bölgelerdeki kışlar uzun, 5-7 ay arası, sıcaklıklar genellikle donma noktasının altında. Yazlar kısa olsa da ılık ve nemli geçiyor. Yıl boyu yağış az, ama buharlaşma da az olduğundan, yoğun bitki yetişmesine olanak veriyor. Yağışlar da yoğun olarak kar şeklinde. Soğuk kış günlerinde tayganın üzerindeki bulutlar, sıcaklık kaybını azaltıyor. Ayrıca, hem kar hem de iğne yaprak örtüsünün yansıtması ile kışın güneş ışığı az olsa da fotosenteze müsade edecek kadar aydınlık sağlanıyor.

Taygada en yaygın yetişen ağaçlar, ladin, köknar ve çam. Toprakları genellikle besleyici bileşenlerin az ve asitli topraklar. Toprak üzerinde yoğun olarak likenler yetişiyor. İklimin daha uygun olduğu yerlerde geniş yapraklı ağaçlar da bulunuyor.

Taygada yaşayan hayvanlar, soğuğa dayanıklı hayvanlar. Bir kısmı da kış uykusuna yatıyor. Geyik ve bizon gibi büyük otçullar, soğuk sıcaklığa uyum sağlamış kemirgenler tayganın sakinleri. Kurt, tilki, ayı ve yırtıcı kuşlar gibi avcıları var. Yazın taygada yaklaşık 300 farklı tür kuş yaşıyor, ama bunların sadece 30 kadarı kışın da taygada kalıyor, diğerleri göç ediyor. Vücut sıcaklıklarını ayarlamak için dış ortam sıcaklığından yararlanan sürüngen ve iki yaşamlılar (amfibyum) taygada çok az. Böcek çeşitliliği ve miktarı, tayga ekosistemi için çok önemli, çünkü bunlar tozlaşmaya ve besinin kıymetli olduğu taygada çürümeye yardımcı oluyorlar.

Taygaya karşı en büyük tehdit, tabii ki, insanoğlu. Özellikle SSCB’nin yıkılmasından sonra Rusya’daki tehdit de çok artmış. Herkesin tahmin edebileceği gibi, kereste için ve tarım alanı açmak için ormanlar kesiliyor. Ama tehdit, sadece büyük miktarda ormanın kesilmesi değil, kesim şekli de. Ağaçların kereste ve kağıt hamuru açısından en verimli büyüdükleri dönem, ‘orta yaşlı’ oldukları zaman. Yaşlı ağaçların büyümesi yavaşlamış oluyor. Verimli orman kesimi için de öncelikle yaşlı ağaçalar kesiliyor, çünkü onların yaşaması para eden ürünlerin artmasını sağlamıyor. Onların yerine de genellikle tek cins, artık insan gözüyle hangisi en verimlisiyse o cins, yeni ağaçlar dikiliyor. Oysa yaşlı ağaçlar da ekoloji açısından çok kıymetli. Yaşlı ağaçların olduğu ormanlarda enerji ve malzeme, sadece ağaçların kerestesinin artması için kullanılmıyor, bu enerji, çok çeşitli tür canlılara dönüşüyor. Bunu ortadan kalıdırdığınızda, çeşitliliği azalttığınızda, milyonlarca yıldır işleyen evrim mekanizmasında biyosfer zayıf düşüyor.

Tayga, bize yabancı olsa da aslında bizim için de çok kıymetli. Biraz daha tanımak, öğrenmek, sahip çıkmak gerek.

Bağlantılar:

1. http://en.wikipedia.org/wiki/Taiga

2. http://tr.wikipedia.org/wiki/Tayga

3. http://ru.wikipedia.org/wiki/%D0%A2%D0%B0%D0%B9%D0%B3%D0%B0

4. http://www.nationalgeographic.com/wildworld/profiles/terrestrial_pa.html

5. http://www.wilds.mb.ca/taiga/intro.html

6. http://www.wilds.mb.ca/taiga/tbsfaq.html

Yayın Tarihi: 15.Aralık.2010, Çarşamba

Dersu Uzala

Bugün size bir Japon SSCB ortak yapımı filmden bahsetmek istiyorum. Filmin adı Dersu Uzala (Дерсу Узала).

Filmi büyük yönetmen Akira Kurosawa, 1975’te tamamlamış. Film, Moskova Film Festivali’nde ödül almış ve En İyi Yabancı Film Oscar’ını kazanmış. Başrollerde Maxim Munzuk (Dersu Uzala) ve Yuri Solomin (Arsenyev) rol almış. 143 dakikalık.

Filmin konusu, Vladimir Arsenyev’in anılarını anlattığı kitabından alınmış. Arsenyev, orduda harita mühendisi. Sibirya’nın uzak bölgelerine keşif göreviyle gönderildiği 1902 yılında ilk kez Dersu ile karşılaşır. Dersu, ailesini çiçek hastalığı yüzünden kaybetmiş, ormanda yaşayan, çok iyi bir avcıdır ve ekibe kılavuzluk yapmayı kabul eder. Arsenyev ile Dersu arasına güçlü bir dostluk başlar. Ancak Arsenyev görevini tamamlayınca Dersu ile de yolları ayrılır. Daha sonra 1907’de Arsenyev’in başka bir görevinde yeniden karşılaşırlar.

Dersu Uzala, inanılmaz güzel bir film. Dersu Uzala’nın karakteri, dünyaya bakışı insanı hayran bırakıyor. Dersu, dünya üzerindeki canlı cansız her şeye adam (люди) diyor ve onlara insana davranması gerektiği gibi saygıyla davranıyor. Doğayla uyum içinde yaşıyor. İnsanlar arasındaki kötülüğe karşı saf ama, aslında çok da kıvrak zekalı ve akıllı bir adam. Filmin bir yerinde ormanda bir kulübe buluyorlar. Dersu, önce kulübeyi onarıyor, ardından içine kibrit, pirinç ve tuz bırakıyor. Nedeni, ondan sonra gelecekler. Bir başka sahnede, yemediği etleri ateşe atan askere kızıyor. Sen yemediysen de o eti yiyecek ‘adamlar’ (Adamlar dediği, fareler, kargalar, vb.) var, niye yenmeyecek hale getiriyorsun, diye. Beni bir de yaşlılık karşısında verdiği tepki etkiledi. Ormanda yaşamayı çok iyi bilen bir adamın, artık duyuları zayıflayıp yeterli olmamaya başladığı zaman yaşadıkları hüzünlüydü. Arka plandaki Sibirya görüntüleri ise insanı büyülüyor. Uzun bir film, yavaş da akıyor, ama bir saniyesinde bile sıkılmıyorsunuz.

Filmin DVD’si Türkiye’de de var, orijinal seslendirmesiyle birlikte. Eğer Rusça çalışmak için seyredecekseniz de iyi bir seçim. Uzun, aşırı hızlı ve karmaşık konuşmalar yok.

Şimdiye kadar seyretmediyseniz, mutlaka seyredin.

Bağlantılar:

1. http://tr.wikipedia.org/wiki/Dersu_Uzala

2. http://ru.wikipedia.org/wiki/%D0%94%D0%B5%D1%80%D1%81%D1%83_%D0%A3%D0%B7%D0%B0%D0%BB%D0%B0_(%D1%84%D0%B8%D0%BB%D1%8C%D0%BC,_1975)

3. http://en.wikipedia.org/wiki/Dersu_Uzala_(1975_film)

4. http://en.wikipedia.org/wiki/File:Dersuuzala.jpg (Dersu Uzala’nın gerçek resmi)

5. http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=dersu%20uzala

Yayın Tarihi: 12.Aralık.2010


Odaklanmak

Rusça çalışmaya ayırabileceğiniz zamanın bir sınırı var. Eğer bu süreyi artıramıyorsanız, bu süreden alacağınız verimi artırmanız gerekiyor. Verimli çalışmaya en fazla katkı sağlayanlardan biri de çalışmaya iyi odaklanmak. Odaklanmak, sadece çalışma veriminiz artırmaz, aynı zamanda çalışmaktan aldığınız keyfi de artırır.

Bence modern yaşamamızın en büyük sorunlarından biri, hayat tarzının odaklanmayı engelleyecek tuzaklarla dolu olması. Benim için sadece öğrenmeyle ilgili değil, yaptığım her işte daha iyi odaklanmamı sağlayacak alışkanlıkları kazanmak zaman aldı. Hala da bu konuda çalışıyorum.

Daha iyi odaklanmak için önerdiğim stratejiler aşağıda:

1. Aynı anda sadece bir iş yapın. İnsan beyni, aynı anda sadece bir konuya odaklanabilir. Birden fazla işle uğraştığınız zamanlarda bile aslında çok kısa aralıklarla işten işe atlıyordur. Televizyon seyrederken, yemek yerken, atıştırırken veya internetteyken çalışmayın. Bunlar kolay engellenebilenler. Daha da ötesi var. Bir yandan çalışırken bir yandan hayal kuruyorsanız veya ertesi gün yapacaklarınızı planlıyorsanız, çalışmadan verim alamazsınız. Eğer çalışmaya bütün dikkatinizi yönlendiremiyorsanız, kısa bir ara verin, hayal kurun veya planınızı yapın, çalışmaya ondan sonra dönün. Çalışırken mümkün olduğu kadar iç konuşmalarınızı susturun.

2. Çalıştığınız ortam düzenli olsun. Bu, benim bilip de uygulamakta en çok zorlandığım konu. Masa dağınıksa kafa da dağılma eğiliminde olacaktır.

3. Çalıştığınız ortamda o anda çalıştığınız konuyla ilgili olmayan bir şeyler olmasın. Buna masada aşırı aksesuar da dahil.

4. Her insanın daha verimli çalıştığı zamanlar vardır. Örneğin, ben, sabahları daha verimliyimdir. Mümkün olduğu kadar çalışmalarınızı kendi verimli zamanlarınızda planlayın.

5. Çalıştığınız ortam, mümkün olduğu kadar sessiz olsun.

6. Çalışmaya başlamadan, ihtiyaç duyacağınız bütün malzemeyi kolay ulaşabileceğiniz bir yerlere koyun. Çalışmaya başladıktan sonra, 5. dakikada çantanızdan sözlüğünüzü almak için, 13. dakikada kalem ucu bulmak için masadan kalkarsanız, odaklanamzsınız.

7. Çalışma seanslarınızı 20 dakikadan kısa, 50 dakikadan uzun tutmayın. Arada kısa molalar verin.

8. Çalıştığınız sırada fiziksel ortamınız aşırı rahat veya rahatsız olmamalı. Çok sıcak veya çok soğukta rahat çalışamazsınız. Oturma şekliniz de aynı şekilde, rahat olmalı ama fazla değil. Bu konuyu yeterince bilmediğiniz düşünüyorsanız, internette ‘masa başı çalışma ergonomi’ anahtar kelimeleriyle tarama yapabilirsiniz.

9. Annem bu tavsiyemi okursa, gözleri dolacak. Dik durun. Mekanizması nasıldır, bilmiyorum. Ama çalışırken ve ders dinlerken dik durusanız, daha aktif ve enerjik oluyorsunuz, dikkatinizi daha iyi topluyorsunuz.

10. Fiziksel olarak aktif insanların beyin fonksiyonları daha iyidir. Nedeni, galiba, spor yaparken, kanın oksijen kapasitesinin artması, dolayısıyla beyne daha fazla oksijen gitmesi ve vücudun salgıladığı yararlı hormonlar. Ayrıca, spor stresin yıkıcı etkilerini de azaltır. Düzenli olarak spor yapın. Bu spor, özellikle kardiyovasküler egzersiz denilen, nabzınızı yükselten, yarım saatten kısa olmayan yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklet gibi faaliyetleri içersin. Ayrıca, esnetme egzersizleri de dikkat ve odaklanmaya çok iyi geliyor. Sağlam kafa, gerçekten de, sağlam vücutta oluyor.Ama, unutmayın, her şeyin azı karar, çoğu zarar. Fiziksel olarak çok yorgun olduğunuzda da odaklanamazsınız.

11. Yediklerinize ve içtiklerinize dikkat edin. Çok ağır ve yağlı yemekler, dikkati ve odaklanmayı olumsuz yönde etkiler. Kafeinli içecekler ve alkol de odaklanmayı olumsuz etkiler. Kahve çok seviyorsanız az ve kafeinsiz içmeye çalışın. Gazlı içeceklerden de hepten vazgeçin, derim. Onların zararları çok fazla. Bunların dışında yeterli miktarda meyva , sebze ve baklagil yediğinizden emin olun. Vitamin ve mineraller iyi gelir.

12. İyi uyuyun. Uykusuzluk, dikkati ve odaklanmayı çok olumsuz etkiler.

13. Stres seviyeniz yüksekse, odaklanmak zorlaşır. Az stres iyidir, performansı artırır. Ama aşırı olursa hem sağlığınıza hem de verimli çalışmanıza zarar verir. Stresle başa çıkma konusunda yetersiz olduğunuzu düşünüyorsanız, bu konuyu biraz daha öğrenin, hatta yardım alın.

14. Çok fazla televizyon seyretmeyin ve bilgisayar oynamayın. Nasıl etkilediğini bilmiyorum. Ama uzun süreler televizyon seyrettikten veya bilgisayar oynadıktan sonra, bir süre herhangi bir konuda yoğunlaşmakta zorluk çekiyorum.

15. Kaliteli dinlenin. Dinlenirken yaptığınızın hakkını verin. Türk insanına yapılan en büyük zulümlerden biridir, dinlendiğiniz ve eğlendiğiniz için suçluluk duymayın. Eğlenmek kadar, doğal bir şey yoktur. Hayvanlar bile oyun oynamayı seviyor. Önemli olan denge.

16. Daha iyi odaklanma becerileri de diğer beceriler gibi zamanla ve tekrarla gelişir. Bu önerilerimi sadece Rusça çalıştığınız zamanlar için uygulamayın. Her yaptığınızı, daha iyi odaklanarak yapmaya çalışın, bulaşık yıkamak dahil.

Bunlar, daha iyi odaklanmak için öğrendiğim, geliştirdiğim ve uyguladığım stratejiler. Siz neler yapıyorsunuz?

Yayın Tarihi: 9.Aralık.2010, Perşembe

Çar Büyük Petro ve Ormancılık

Rusya, günümüzde dünyadaki toplam orman alanlarının yaklaşık %25’ine sahip. Bunun doğal bir sonucu olarak, orman ürünleri, Rus ekonomisinde önemli bir yer tutmakta. Rusya’da ormanların korunması ve bilimsel yöntemlerle yönetilmesi ile ilgili ciddi çalışmaların 1. Petro döneminde başlatıldığını biliyor muydunuz?

1. Petro (1672-1725), Rusya’da batılılaşma hareketini başlatmış, Ruslar tarafından ‘Büyük Petro’ (Пётр Великий) , bizim tarafımızdan da ‘Deli Petro’ olarak adlandırılmış olan lider. Bilindiği gibi, Büyük Petro, yönetimi boyunca denizcilikte ilerlemeye çok büyük önem vermiş. Bunun doğal sonucu olarak da gemi yapımında kullanılan kerestelerin kaynağı olan ormanların korunması, kadastrosu ve kullanımı ile ilgili düzenlemelerin gerekliliğinin farkına varmış. Yönetimi boyunca ormanlar ile ilgili 200’ün üzerinde emir ve talimat yayınlamış.

Büyük Petro’nun 1700’lerin başından itibaren yaptığı düzenlemeler ormancılığın gelişimini pek çok farklı yönden etkilemiş. Ormanların sahipliğinin devlete devredilmesini sağlamış. Bu düzenleme, aynı zamanda merkezi devletin otoritesini de güçlendirmiş. Kereste olarak uygun ağaçların yakacak olarak kullanılmak üzere kesilmesini yasaklamış. Ayrıca, nehir yataklarını korumak üzere nehir kıyılarında yer alan ağaçların kesimini de kısıtlamış. Ormanlık alanlarla ilgili ayrıntılı bilgi içeren haritaların çıkarılmasın sağlamış. Ormanları korumak üzere korucular görevlendirilmeye başlanmış. Ormancılık ile ilgili bence en ilginç düzenlemelerinden birisi, ormanların kesimi için parçalara ayrılmasını ve bunların her yıl dönüşümlü olarak kesilmesini sağlayan düzenlemesi olmuş. Böylece, 18. yüzyılda ormanlar açısından çok zengin bir ülkede sürdürülebilir ormancılık için düzenlemeler yapılmaya başlanmış.

Büyük Petro’nun ormancılık ile ilgili düzenlemeleri, ülkenin orman kaynaklarının bugünkü zengin durumuna ulaşabilmesinde önemli rol oynamış. 21. yüzyıl gözlükleriyle bakınca, bu düzenlemeler, her ne kadar ülkenin askeri gücünün artması için gerekli doğal kaynakların korunması amacıyla yapılmış olsa da sadece Ruslar için değil, bütün insanlık için önemli düzenlemeler. Galiba hepimiz Dünya orman alanlarının dörtte biri için Büyük Petro’ya az da olsa borçluyuz.

Bağlantılar:

1. http://www.forest.ru/eng/publications/history/04.html

2. http://www.ihst.ru/personal/krm/personal/petrine_forest_cadastre.htm

3. http://www.nationsencyclopedia.com/Europe/Russia-FORESTRY.html

4. http://www.environmentalhistory.net/articles/7-3_Bonhomme.pdf

Yayın Tarihi: 7.Aralık.2010, Salı

Kendi Başına Rusça Konuşma Çalışmak

Pek çok kişi için yabancı dil öğrenmenin en önemli amacı rahat konuşabilmektir ve gene pek çok kişi için en zor konulardan biri budur. Daha iyi konuşmak için, en iyi çalışma daha çok konuşmaktır. Bunun için elinize geçen her türlü fırsatı kullanın. Ama başkalarıyla karşılıklı konuşma fırsatlarınız yeterli değilse, daha iyi konuşmak için yalnız başınıza yapabileceğiniz çalışmalar da vardır. İşte, daha iyi konuşmak için kendi kendinize yapabilecekleriniz:

1. Yüksek sesle metin okuyun. Okurken, kendi sesinizi de dinleyin. Acele etmeyin, hızlı okumaya çalışmayın. Mümkün olduğu kadar doğru okumaya çalışın.

2. Özellikle başlangıç aşamalarında, sizi konuşma çalıştırmak için hazırlanmış sesli malzeme bulmak kolaydır. Genellikle, söylenecek ifadeyi biri söyler ve kayıt içerisinde sizin bunları tekrar etmeniz için süre verir. Bunlar iyi egzersizlerdir. Önce dikkatlice söylenen ifadeyi, vurgulara da dikat ederek dinleyin, ardından mümkün olduğu kadar söylenene yakın şekilde yüksek sesle söyleyin.

3. Çalışma kitaplarındaki diyalogları bir-iki kere okuduktan sonra, bu diyaloglara bakmadan aynı konuşmayı siz yapmaya çalışın. Diyalogları olduğu gibi tekrarlamaya çalışmayın. Bu sefer amaç, diyalogu ezberlemek değil, okuduğunuz diyalogdakileri örnek alarak kendi diyaloğunuzu kafanızda kurup, yüksek sesle konuşmanız.

4. Çalışma kitaplarındaki diyalogları ezberleyin. Diyalog ezberlemek, pek çok yararının yanında, çok da iyi bir konuşma çalışmasıdır. Konuşma diline ait ifadeler de bu sayede aklınızda kalır.

5. Kafanızda bir konu veya durum belirleyin. O durumda yapacağınız konuşmayı yüksek sesle yapın. Bu bir karşılıklı konuşma da olabilir, tek kişinin bir konuda yapacağı kısa bir konuşmada olabilir. İlk seferinde, kelimelere ve dilbilgisine çok fazla dikkat etmeden konuşun. Sözlük kullanmayın. Aklınıza bir kelime gelmiyorsa, benzer bir kelime kullanın veya karşınızdakine o kelimeyi Rusça olarak anlatın. Ardından sözlükten bakmanız gereken sözcüklere bakın. Aynı konuşmayı, bir kez de dilbilgisi ve doğru kelime kullanımına dikkat ederek yapın.

Başkalarıyla karşılıklı konuşma fırsatınız yoksa veya kendi başınıza çalışıp biraz güven kazanmanız gerekiyorsa, bunlar iyi yöntemler. Ama gerçekten karşılıklı konuşmanın yerini tutmazlar. Siz gene de mümkün olduğu kadar, gerçek konuşma fırsatlarını kullanın ve böyle fırsatları yaratın.

Yayın Tarihi: 4.Aralık.2010, Cumartesi

Sibirya: Bunları Biliyor musunuz?

Daha önce Baykal Gölü ile ilgili bazı bilgileri sıralamıştım. Bugün de Sibirya’dan konuşalım.

1. Sibirya’nın Rusya topraklarının %77’sini kapsadığını, buna karşılık Rusya nüfusunun %25’ini barındırdığını,

2. Kilometre kare başına yaklaşık 4 kişilik nüfus yoğunluğuna sahip olduğunu,

3. Mendeelev, Rasputin, Yeltsin ve Gorbaçov’un Sibiryalı olduğunu,

4. Batı Sibirya’daki buzulların küresel ısınma yüzünden erimesi halinde, sera etkisi karbondioksitin 22 katı olan çok büyük miktardaki metan gazının atmosfere salınmasından korkulduğunu,

5. İklimin bu geniş topraklarda çok değişkenlik göstermesine karşın, yıllık ortalama sıcaklığın -5°C, Ocak ayı ortalamasının -25°C ve Temmuz ayı ortalamasının 17°C olduğunu,

6. Sibirya’nın en büyük şehri Novosibirsk’te yıllık en yüksek sıcaklık ortalamasının 7°C, yıllık en düşük sıcaklık ortalamasının ise -2.3°C olduğunu,

7. Sibirya’da yer alan Sakha’da -68°C’lik sıcaklığın kayda geçtiğini,

8. Sibirya’nın en büyük şehri Novosibirsk’in, Rusya’nın da en büyük 3. şehri olduğunu,

9. Sibirya’daki Khanty – Mansiysk bölgesinin Rusya’daki işlenen petrol yataklarının yaklaşık %70’ine sahip olduğunu

10. Sibirya’nın dünyanın en büyük nikel, altın, kurşun, kömür, molibdenim, alçı taşı, elmas, gümüş ve çinko maden yataklarından bazılarına sahip olduğunu,

11. Rus iç savaşı döneminde Sibirya’nın 1920’ye kadar Bolşevik karşıtı bir yönetimin elinde olduğunu ve 1922’de tamamının Sovyet yönetimine geçtiğini,

12. 2. Dünya Savaşı sırasında, Rusya’nın batısındaki sanayi tesislerinin boşaltılması nedeniyle, Sibirya’nın ülke sanayisinin belkemiği haline geldiğini,

13. 19. yüzyılda 1,2 milyon mahkumun Sibirya’ya gönderildiğini,

14. Sibirya’daki en önemli ulaşım aracının Trans – Sibirya demiryolu olduğunu ve bazı bölgelerine karayolu ile ulaşılamadığını

15. ‘Sibirya’ kelimesinin Türki bir kökten geldiğinin düşünüldüğünü,

biliyor muydunuz?

Bağlantılar:

1. http://en.wikipedia.org/wiki/Siberia

2. http://www.britannica.com/EBchecked/topic/542569/Siberia

3. http://en.wikipedia.org/wiki/Novosibirsk

Yayın Tarihi: 2.Aralık.2010, Perşembe