Sayfalar

Okuma – Anlatma

Hayal meyal hatırlıyorum, ilkokuldayken okuma – anlatma ödevlerimiz olurdu. Bir metni okuyup, anlatırdık. Ondan sonra, galiba ortaokul ve lisede, tarih, coğrafya gibi dersleri çalışırken okuyup anlatırdım. Sonrasında pek okuyup anlatmadım. Ben daha çok yazarak çalışmayı seven bir insanımdır. Zaten mühendislik okuyunca, bu çalışma yöntemi pek kullanılamıyor. Sadece ezberlemem gereken bir şeyler olduğunda volta atarak yüksek sesle tekrarlamayı severim. Hatta en son, Seğmenler Parkı’nın yukarı kısmında, kimsenin beni görmediğini ümit ederek, elimde notlarım, yüksek sesle bir şeyler tekrarladığımı hatırlıyorum. Sonra fark ettim, Başbakanlık Konutu duvarı üzerinde kameralar varmış. Görüntüleri izleyen birileri varsa, herhalde çok dalga geçmiştir.


Geçenlerde okuma - anlatmayı yeniden keşfettim ve yabancı dil öğrenirken mükemmel bir çalışma yöntemi olduğuna karar verdim. Daha önce etkin okuma için önerilerde bulunmuştum. Anlatmayı da okuma çalışmalarınıza bir adım olarak ekleyin. Bir metni okuduktan sonra, yüksek sesle kendi kendinize anlatın. Eğer uzun bir metin okuyorsanız, parçalara bölün.


Okuma – anlatmanın, özellikle iki konuda çok faydalı olduğunu düşünüyorum. İlk olarak, konuşmanıza yardımcı olacaktır. Yüksek sesle anlatmaya çalışırken, aynı zamanda kendi başınıza konuşma da çalışmış oluyorsunuz. İkinci olarak da, iyi bir kelime çalışması olacaktır. Daha önce yeni kelime öğrenirken, cümle içinde kullanmanın yararlı olduğundan bahsetmiştim. Eğer anlatmayı yaparken, okuduğunuz metindeki yeni kelimeleri ve kalıpları kullanırsanız, bu kelimeler ve kalıplar daha iyi yerleşecektir ve aklınızda kalacaktır.


Ben yıllar sonra keşfettiğim bu yöntemi çok sevdim. Bence, siz de bir deneyin.


Yayın Tarihi: 26.Haziran.2011, Pazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.